Darifius etrafına topladı milleti.
Anadolu’nun gelişememekte olan bir şehrinin, mahalle kahvesinde.
Kentsel dönüşüme girmiş ama “neden be abi” dönüşememiş bir mahallesinde.
Darifius : Öncelikle… Bazı duyumlar alıyorum, Kadıköy’de bazı insanlar (kadın, erkek, lgbtqia+ fark etmeksizin diye ekledi) gönüllerine artık “satılık” değil “kiralık” yazıyorlarmış. Ey ahali ben bu durumu asla doğru bulmadığımı söylemeliyim. Bizler yolcuyuz. Asla ve asla sahip olmadığımız ve olamayacağımız bir çayırdan geçiyormuşuz gibi. Bu çayırlık bize ait değil. Çayır kendine ait. Bir tapudur icad edilmiş zamanın bir yerinde. Unutulmasın. Kimse, hiç bir yerde hiç bir şeyin sahibi değildir. Tapular devredilir. Binalar yıkılır. Ülkeler fethedilir, yükselir, duraklar ve çökerler. Her şey bir gün kendi içine çöker. Biz ancak şahit olabiliriz. Yazsa yazsa “şahit aranıyor” yazılabilir gönüllerimizin üzerine.
Dinleyiciler arasında yeni yetme müteahhit Resul çok bozuldu bu duruma, çaktırmadı. Hoşuna gitti. Dokundu bir yerlerine. 99 depreminde enkazdan sağ kurtulmuştu. En çok o biliyordu “tapuların ve binaların” çürüklüğünü. Devam etti Darifius…
Darifius : Ve biline! “Gitmek ve ölmek tesadüfen aynı anlamlara gelen iki kelime değil.” Biri gidiyorsa dönse bile aynı dönmez. Döndüğünde aynı insanı bulmaz.
“Ne alaka amk şimdi bu?” dedi yeni yetme müteahhit Resul fısıldayarak. Yanında çayını yudumlayan Jön Timur “sus adam bi şey anlatıyor sik kafalı” diye kafasına vurdu Resul’un. Bacaklarını yeni ağda yapmıştı. Mahallede bir takım gereksiz sataşmalara maruz kalsa da memnundu bebek gibi cildinden. Anadolu’nun en muhafazakar mahallesinde cinsiyet eşitliğine dair sessiz bir çığlık atmıştı bu hareketiyle.
“Erkekler de ağda yaptırabilir!”
Darifius : Ve sayın ahali
Bu çayırlıkta oynanan oyun kim kimin canını en çok acıtacak oyunu değil
Bu oyun kim kime en çok neşe verecek
Oyunu
Rica ediyorum bu çayırlıktaki bütün gamerlar aklını başına alsın. Konsollarını buna göre yönlendirsin. Zira illa bir ödül verilecekse; bu ödül her şeye rağmen oyunu kazananlara değil, kazanmayı umursamayanlara verilecek.
Ve son olarak sayın toplananlar.
Biliyorum.
İçinizden bazıları.
Yalnızca kafası güzel olduğunda önüne gelen herkese like atıyor.
Rica ediyorum. Sanki
Her an kafanız güzelmişçesine
Önünüze gelen her fotoğrafa like atınız
Zira oraya fotoğraf koyanlar, sevginize en çok muhtaç olanlardır.
Bu son cümleyle Resul “ ya siktir git hoca” diyerek içinden, kalktı masadan. Timur “çayları öde lan it” dedi arkasından.
Darifius : Resul?
Resul : Efendim!
Darifius : Biliyorum geceleri uyumakta zorlanıyorsun.
Biliyorum bazı anlarında günün İçin sıkışıyor aklına bir şeyler, birileri geldikçe
Şunu üç kere söyle kendi içinden:
Benim kimseye ihtiyacım yok
Benim kimseye ihtiyacım yok
Benim kimseye ihtiyacım yok
Bak göreceksin. İçine bir huzur dolacak.
Şimdi hep beraber:
Benim kimseye ihtiyacım yok
Benim kimseye ihtiyacım yok
Benim kimseye ihtiyacım yok
Bir uğultu yükseldi koro halinde kahvede. Amin diye bitirdiler sonra duayı.